29 Eylül 2015 Salı

BENİM ANILARIM SİZİN G*TÜNÜZ DE PATLASIN...

       Bir araya getirme konusunda çok beceriksiz olduğumu yeni fark ettim. Dağıtmayı seviyormuşum meğerse ben. Benim dışımda herkes oradan buradan topladıkları hayatımızın kırıklarını bir araya getirip beslenmeye çalışıyor. Yemek artıklarının saklandığı nerede görülmüş. Benim bildiğim kadarıyla gününde çöpe atarsın ki kokmasın diye. Vallahi bravo o kokuşmuş şeyleri ısıtıp ısıtıp yiyiyorsunuz ya pes diyorum. Ağzınızın etrafını silin bari kirli görünüyorsunuz.


SENİN NEZAKETİNE SOKAYIM HAYAT 

          Çoğu kez kullandığım kelimeler bazılarının hoşuna gitmiyor. Şimdi ben "Göt'e"insan diye hitap etsem hoşunuza gider mi? O kadar çok ki bunlardan bazılarını çok geç çözüyorum ama olsun sonunda en değerli organımıza benzetiyorum.
    
         İyi kötü yaşanmış bir hayatımız var hepimizin kimi zaman tek başımıza kimi zaman ise gurup halinde. Bu gurup olayının bu kadar tehlikeli olduğunu ben bilmiyordum. En yakın dostum dediğiniz yaşanmışlıklarınızı kendi çeyiz sandığında itina ile saklıyor. İlk gece onunla tatmin olacak sanki. Kadın erkek fark etmiyor artık. Orospuluk çift taraflı çalışmaya başlamış benden söylemesi. Hayatta çok acımasız niye bu bok gibi insanları hayatımıza sokar ki anlamadım. ağız tadıyla yaşatmadınız hiçbir şeyi.   

       Zaman bazen gerçekten işe yarıyor. Çok canınızı yakan şeyler küllenip gidiyor. Unutulmuyor diyorlar da unutuluyor aslında. Sadece unutturmayan yakın arkadaş dediğimiz kaltaklar fazla mesai yapmasalar olay kökten çözülecek. 


       Yıllar geçmiş aradan sizin bile hatırlamakta zorluk çektiğini şeyleri unutmayan o insanların beynine dinamit koyup patlatasım geliyor. " Niye bunu bana söyleme gereği hissettiniz" dediğimde " nezaketen" deyip çılgına çeviriyorlar. Sizinde, sizin yaşadığınız ve zorla bize dayattığınız nezaketinize sokayım ben. Böyle nezaket olmaz. Arkadaşının yaralarını sömürenlere " sülük" denir canım. Pis kan emiciler. Hatta benim gözümde tam bir " Orospu Sülüksünüz"


BU HAYATTA NE YAPTIYSAM SİZE SEFAM OLSUN..SOĞUDUM VALLA...


        Birçok defa bu yakın dediğimiz insanlarla ilgili ciddi uyarılar yaptım. Ben yaptım da ben kendim anlamamışım ki mevzuyu. Şimdi ciddi anlamda yakın dostlarım okuyor bunları lütfen onlar üstüne alınmasın. Kişi kendini hemen bilir. 

        İnsanların kalbini kırdığımda bazen arkalarından vicdan azabı çekerdim. Her insan gibi üzülüyorum. Ancak bir süre sonra " oh olsun" diyesim geliyor. Hepimizin başına geliyor. En yakın arkadaşınızı en zor zamanınızda tanırsınız diyorlar ya ben de hep tam tersi oldu. Benim o yakın kaltak dostlarım beni en mutlu günümde vurdular hep. Bir arkadaşınıza mutluluk numaraları yapmanız bile kafi geliyor. Yaşamasanız bile yaşıyormuş gibi yapın. Emin olun size karşı tavırları çok ciddi  boyutta değişecektir. Hemen yediğiniz kazıkları hatırlatacaklar. Siz ne kadar zor duruma düşerseniz o kadar beslenecek bundan. Çünkü hayatta ki tek gayesi bu arkadaşımızın iyi bir orospu olmak. Ya şimdi orospuluğu meslek edinenlere de hakaret oluyor bu ama aflarına sığınıyorum. 

       Çok kırdım mı ben bu kaltakları bilmiyorum ama yaptıysam da iyi yapmışım. Şimdi tek bir isteğim var şu hayattan birlikte paylaştığımız ve yaşadığımız ne varsa g*tünüze girsin. 


  

19 Eylül 2015 Cumartesi

PAÇALI DON MUCİZESİ...

       Bazen şu insanların abuk subuk hikayelerinden kusmak istiyorum. Ne kadar yatak odası hikayesi var nakaratına kadar zorla ezberletiyorlar bize. Yahu konuşacak daha iyi bir mevzunuz yok mu demek insanların pek işine gelmiyor. En eğlenceli sohbet saatleri demek ki. Öyle olmasaydı bu işin ticareti tutmazdı herkes aç kalırdı.


40 DÜĞÜM AT DONUNA BELKİ KURTARIRSIN


      Benim mevzum da zaten bu hikayeler değil hemen kalbinizin ritmi değişmesin. Sevişme hikayeleri elbette daha çok okunur ama hayatımda il defa başka bir gözle bakan bir gurup kıza rastladım. Bu onların hikayesi.
      
      Bir erkek nasıl sevişmeden aylarca oyalanır? Bu kızlar mantığı çözmüş. Onlara göre bu iş tamamen kadının öz  güvenine bağlı. Bu benim tezim değil hemen belirteyim. Ama ilginç geldiği için yazıyorum. Tam aksini düşünen birçok insan olabilir. 

     Bu çok özel bir söyleyişi olduğu için kişilerin adı bende saklı kalmakla birlikte yine onlara bir lakap takmam lazım. İçlerinden en güzel olanını seçtim ve onun anlattıklarıyla devam edeceğim. Bu harika kadının adı " bayan bacak"olsun. Özenle yaratılmışlardan. Neyse uzatmayalım konuya giriş yapalım bir yerden. Bu gurup öküz tayfasından kurtulabilmek için kendince yöntemler geliştirmişler. Yatağa atılmanın kadında bittiğini düşündükleri için tüm tedbirler tamamen kendileriyle alakalı.

     Her kadın sevgilisi yada sevgili adayıyla buluşmaya giderken çifte kavrulmuş bir itina ile hazırlanır. İç güdüsel bir durum olmakla birlikte "aslında bugün beni yatağa atar mı acaba" hazırlığı değildir. Biz bunu hep böyle biliyorduk meğerse kendine ve vücuduna hatta giydiklerine bile fazla güvenen kadın çok daha çabuk adamın kollarında buluyormuş kendini. Valla kızmayın şahsıma ait sözler değil bunlar. 

      Buluşmalar için inanılmaz tüyolar verdi bayan bacak bize. Yüzünüze inanılmaz özen gösterecek mişsiniz. Hatta tek dikkat çeken yeriniz yüzünüz olmalıymış. Kıyafetleriniz eğer çok özenli ise mutlaka iç çamaşırlarınız özensiz olmalıymış. Kendileri mevsime göre değişkenlik gösteren tedbirler  almışlar. Mesela kışın pantolon içlerine  yünlü içlik giyiyorlarmış. Üzerine kadınların vazgeçilmezi çıtçıtlı atlet. Desteksiz sütyen ve genel olarak ten rengi oluyormuş bunlar. Yazın etek giydiklerinde altına mutlaka komik baskıları olan  paçalı don tercih ediyorlarmış.

 Amaçlarını şöyle anlatıyor bize;

          " Erkek milletinin ilk önceliği yataktır her zaman. Kadınlarında elbette duyguları var ve bunlara kapılan kadın ilişkiye 1-0 yenik başlıyor. Tecrübelerimize dayanarak yatak odasından geçmeyen her türlü yolu denemeye karar verdik. Ne kadar özenli giyinip karşıdakinden utanmayan bir durumda olursak o kadar yatakta bulduk kendimizi. Şimdi en fazla bir yemek yiyiyoruz,sohbet ediyoruz ve evlerimize kaçıyoruz. Çünkü adam biraz daha ileri  gitse altımızda ya içlik var yada paçalı don. Pantolonumuzun düğmesine bile dokunmalarına izin vermiyoruz. Bazı kadınlar için o rezilliği yaşamak sabah yatakta uyanmaktan daha korkunç bir  durum ve sanırım biz o gurup kadınlardanız. Şiddetle tavsiye ediyoruz. Her türlü duyguya kapılmanız için ellerinden geleni yapabilecek kapasiteye sahip bir öküz ordusuyla karşı karşıyasınız. Muhteşem bir iç çamaşırı takımı giydiğiniz anda çok daha çabuk avlanıyorsunuz. Kendi imkanlarımızla bekaret kemeri geliştirdik. Yüzde yüz başarı sağladık"...


       Konu çok ileri safhalarda devam ediyor ancak ben o yollara sapmayacağım. Kadınlarla ilgili yaptığımız özel ropörtajlardan bir tanesinin sadece bir kısmı bu. 


NENE ŞU SENİN DONUNU ÖDÜNÇ VERSENE

      Kendine haddinden fazla güven duyanlar mutlaka bu kadınlara isyan edecekler. İç çamaşırımız doğru düzgün  diye her kese gösterecek miyiz? diye. Elbette göstermeyeceksiniz. Genellemenin dışında kişisel fikirlere saygı duymakla yetineceğiz. 

     Yada bu yazıyı okuduktan sonra kesinlikle bu yöntemi denemeliyim diyenler bile çıkacaktır aranızdan. Koştura koştura nenelerinizin kapısına bile dayanabilirsiniz. Ödünç  don istemek için. Bende yıllardır düşünürüm nenem niye bu donları tercih ediyor acaba diye.  Meğersem azgın dedemden kurtulmak içinmiş. Bakın ne varsa eskilerde var. Demek ki bu yöntemler yeni değil. Üzülmemek için her yolu denemekte fayda  var. Ne demişler " başarıya giden her yol mübahtır". Demek oluyor ki paçalı donlar da bu saatten sonra bize farz. 





15 Eylül 2015 Salı

KAZIKLARI YAĞLAYIN LÜTFEN...

       Yaranmak için maymuna döndük resmen. Bazen biz kadın milletinde zerre akıl yok demek geliyor içimden sonra kendimi düşünüp vazgeçiyorum. Marje' nin mallar sıralamasında ilk sırayı kimseye kaptırmadığını defalarca söyledim yine söylüyorum. Ama şundan da eminim ki benimle rekabet edecek bir sürü okurum var bu sayfada.

DONUNU DA ANAN YIKASIN BİR ZAHMET...

        Ben ilişki uzmanı değilim ama çok iyi ilişki gözlemlediğim doğrudur. Yaşadıklarım ve çevremde yaşananları baharatlıyorum sonra veriyorum fırına al sana mis gibi ilişki analizi. Yeme de yanında yat. 
        Mıy mıy mıy , yalap şap, şapur şupur başlayan ilişkilerin bir sonra ki evresi hafta sonu ev muhabbetleridir. Önceleri akşam yemeklerine davet edilirsiniz, eğlence mekanlarında boy gösterirsiniz yanağınız adamın salyasından geçilmez. Süper adam değil mi ilk bakışta. Ooo bu adam tam benim tipim,çok eğlenceli, bir de herkesin içine sizinle gitti demek ki korkacağı yada çekineceği kimse de yok. Valla ne rahat bir ilişki. Bu bir haftanın tadını çıkarın çünkü artık hafta sonlarınızı dışarıda değil onun evinde geçireceksiniz. İlk zamanlar sizinde hoşunuza gidecek. Gözüne girebilmek için ilk yapacağınız şey evini derleyip toparlamak olacak arkasından da yemek. Tüm hünerlerinizi sergilemek için kendinizle yarışacaksınız. Dersiniz ki sevgiliniz değil nikahlı kocanız. Makineye de çamaşırları atar sonra onları da bir güzel asarsınız. Sizi evlenilecek kız gibi görmesi için resmen g*tünüzü yırtarsınız. Adamın umurun da mı sizce? Asla, onun işi görülsün de bunu Ayşe yapmış,Fatma yapmış tın yani. 
        Geçmiş ola sevgili evreniz bitti. Artık siz onun sadece ücretsiz,karın  tokluğuna çalışan,bir iki güzel lafına tav olan hizmetçisinden başka bir şey değilsiniz. Kendi evinizde yapmadığınız kadar ütü yapar hatta bu konuda doktoranız bile olur. Bir önce ki hafta yıkadığınız çamaşırı o gavatın evine gittiğinizde yine siz toplarsınız. Mutfak tezgahında dizili bardakları saymıyorum bile artık. Yavşak bütün bir hafta arkadaşlarıyla yer içer sonra siz gider toplarsınız nasılsa. Büyük ihtimalle size evin yedek anahtarını da verecektir. O evde yokken bile işleriniz aksatmayın diye. Kirli sepetinden yerlere dökülen donlarını sevgilisine toplatıp sonra onları yıkatacak kadar aşmış bu denyolar olayı. 
        Siz muhteşem yemek yaptığınızı sanırsınız ama adam yemeği bitirip karnı doyduktan sonra aynen şu cümleyi kurar " ya sen benim annemi gör bir de öyle yemekler yapar ki parmaklarını yersin". Aslında o parmakları o anda adama yediresiniz gelir. Sokacaksın bir yerine bak bakalım aynı  cümleyi kurabiliyor mu bir daha. Yemek tenceresini kafasına pis donlarını da anasına yollayacaksın bu pezoların. 


ACITIYOR VALLA...

           Hayatı boyunca akıllanmayacak bir türdür " kadın". Ne yaparsanız yapın bir sonra ki ilişkisinde yine aynı hataları yapmaya devam edecek. Ama yaşanan en güzel ilişkilere bakın en çok beceriksiz ve nazlı kadınlar sevilir. Siz evinin hizmetçisi olmaktan bir adım öteye geçemezsiniz. Nikah masasını zaten unutun gitsin. Erkekler o kadar çakal ki sizin o tüm çabalarınızın onu etkilemek için olduğunu biliyor ve bunu avantaja çeviriyor. Eee kadınlarda birazda kaybetme korkusu olunca adamın  tuvaletini bile temizliyor. Düzeni kurmuşlar,yayılmışlar yeni avlarını bekliyorlar. Av olmaktan kurtulamayan biz salak kadın türü de her kazığın ardından vardır bunda da bir hayır diyoruz. Ulan geri zekalı hayrı mı kalmış mal gibi kullanılıp sonra da atılmışsın. Evin beslemesinden beter durumdasın. Şimdi hiç canım acımadı ayaklarına yatmayın. Acıtıyor valla. Bu nedenle siz erkekler lütfen atacağınız kazıklı biraz yağlayın. Nasılsa biz onu yiyeceğiz. Bizden adam olmaz. Hadi yine iyisiniz. 

6 Eylül 2015 Pazar

KADINLAR SINIFTA KALDI...SAYELERİNDE B*K YOLUNU ÖĞRENDİK

     Alışkanlıklarından asla vazgeçemeyen bir tür çoğaldı bu memlekette. Ciddi yer ve zaman sorunları yaşıyoruz. Hangi konuda eleştirilir isek muhakkak o bizim alışkanlığımızdır. Tek savunmamız bu. İçinden çıkılmaz bir kavram kargaşasında boğulup gidiyoruz. Eğitim sistemin derhal daha toplumsal yaşamaya yönelik olarak değiştirilmesi lazım.

TATLIM DUDAĞINI BÜZDÜĞÜN BELLİ OLMUYOR...

         Eskiden Türk Kadını deyince aklımıza böyle oturaklı,saygılı,kodum mu oturtan tipler gelirdi. Ben hızla değişen zamanı yakalayamadığım gibi yakalamaya çalışanı da hiç görmedim. Avrupa' da  bir kadın gidip sıçmasa bizimkiler de tutacak yani içinde. Kılık kıyafet benim çok eleştirebileceğim bir konu değil. Ancak acayip yüz şekilleriyle karşılaşıyorum. Hadi diyelim ki giyinmek için bir moda var anacım mimik modası da mı var? Yeni yetme dediğimiz ergenleri anlıyorum garip bir çağ da dünya ya geldiler onlar bu sebeple umutsuz vaka. Çaresi olmayan bir hastalık kapmışlar gibi. Ya annem yaşındakilere ne oluyor. Siz hangi çağın bebesi siniz? Fotoğraf galerilerini geziyorum anne kız poz vermişler tatil de ama  anası kızından daha ergen. Dudakları objektifi öpüyor resmen. Bunu benim annemin yaptığını hayal ettim bir an ve o nasıl bir eğreti pozisyondur. Resmen annemden soğudum hayali bile beni yıktı. 

     Türkiye'de plaj facialarının kabus gibi üstümüze çöktüğü bir 2015 yazı geçirdik. Ayak fotoğraflarından yemek yiyemez hale geldik. Yavrucum madem ayakların yüzünden daha güzel bir not düş oraya bari "  yüzümden dolayı verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim" diye. Üç beş kız bir araya gelip ayaklarını çekiyorlar ben inanamıyorum. Yakında başka yerlerini çekip yayınlarlarsa o gün kahrımdan ölürüm. Bir kış boyunca dudak resimlerinden dolayı kaç kişi tatmin oldu bilmiyorum. Telefonu az daha yaklaştırsak bildiğin öpüşeceğiz yani. Başka yerleri sosyal medyaya düştüğünde çocuk bile yapabiliriz. Sanal bebekler dünya ya gelecek. 

    Birilerinin acilen bu işe bir el atması lazım. Teyzem gelmiş nenem yaşına zaten dudakları büzgülü bir de poz vereceğim diye ona kırmızı ruj süren dangalak torunu var teyzecik şahtı şahbaz oldu. Torunum gibi poz vereceğim derken " ölmüş de gömmeyi unutmuşlar" pozu vermiş. "Teyzecim senin ne işin var o karede sen git kıyı da köşede bir serinle. Güneş çarpar seni demedi deme sonra". 


HEP EVDE Mİ KALACAKSINIZ BİRAZDA SINIFTA KALIN...

        Kadınların tipik takıntılarından biridir evlilik yaşı. Çok anlam veremesem de denklemi sonradan çözdüm. En güzel göründükleri dönemde kapağı birine atma mücadelesinden başka bir şey değil bu. Gelecekte ki görüntülerini az çok tahmin etmiş olmalılar ki ellerini çabuk tutmuşlar. Yaz tatili hazırlıkları Nisan Mayıs gibi başlar benim bildiğim. Hazirana kadar verebildiğin kadar kilo verirsin. Bu yıl sanırım hazırlık dönemini uyku da geçirmiş hanımlar. Siz ne yaptınız kendinize anlamadım ki! Kaç altın biriktirdiniz bu kilolarla beraber. Hadi diyelim ki yaşınız ilerledi kilo vermek çok zor peki evdeki kızınızı da mı fark etmediniz? 17 yaşında belinde can simidiyle geziyor. Kışın giydiği düşük bel pantolon sayesinde yazın boğulma tehlikesi yok. Bu tatil tam bir facia gibiydi. Son bomba klozet fotoğrafları ama benim bünyem bu kadarını kaldırmıyor. Yeni akım buymuş bakalım bizim nenelerin de tuvalet keyfini izleyecek miyiz? Bence acilen sosyal medya hesaplarımızı kapatalım aksi takdir de bok yolunda harcanan ergenleri naklen izleyeceğiz. Sonra vay efendim koca bulamadım,kimse beni istemiyor diye ağlamayın. Eskiden kısmet ti şimdi öz çekim bunun sebebi. Tuvaletini yaparken fotoğraf çeken kızı kim ne yapsın yada buna müsade eden aileyi. Türk kadını yeterince evde kalmıştı artık sınıfta da kalıyor. Hayırlısı olsun diyelim. Önümüzde ki yaz tatilinden korkarak yaşayacağımız bir kış geçireceğiz. Allah'ım sen bizi koru. Amin.