İÇ SESİM BENİM EN BÜYÜK DÜŞMANIM
Kadınların altıncı hissi gelişmiş derler. Bu his hangi tür kadınlar da var acaba. Hayır bende niye yok,ben hangi türe giriyorum yada onlar kadınsa ben neyim. Öyle karışık hallerim de yok ama. Dışarıdan bakınca gayette dişiyim aslında. Bir bakışta erkek milletini çözenler var onları görünce ağzım açık kalıyor. Ben de aynı gözle bakıyorum ama her seferinde bu başka diyorum bu iç sesim çok eğitimsiz. Onun yüzünden yemediğim kazık kalmadı.
Bir gün çalıştığım dergiye bir misafirimiz geldi. Aman Allah'ım özene bezene yaratılmış denilen cinsten. Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu bir de bir gülüşü var çapkın çapkın orada can verirsin. Yazı işlerinde ki kızlar işi gücü bırakmış adamı izliyor. Ben de dedim ki beğendiğimi anlamasın sakin sakin oturup işime bakayım. Bir yerden duymuştum bu tip kızların daha çok talibi oluyormuş. Denemekte fayda var bir günde adam akıllı otursam ne kaybederim. Başarı sağlanırsa bundan sonra böyle rollere bürünürüz ne yapalım. Bence bu adam için günaha girmeye değer. Öyle efendi efendi oturuyor ki konuşmaları duysanız filozof zannedersiniz. İşte aradığım adam bu dedim. En azından bu defa benden daha zeki. İçimde ki ses dedikoducu mahalle sakini gibi sürekli konuşuyor hayır yani konuşsun da rolüme konsantre olamıyorum. Adamı hiç beğenmemiş triplerine gireceğim giremiyorum onun yüzünden. Genel Yayın Yönetmeni beni odasına çağırdı "tanıştırayım" dedi ben oracıkta bittim zaten. "Yazı İşleri Müdürümüz Marje, bu beyefendi de İstanbul X Ajanstan çiyan". Adını şimdi ben koydum o sarı suratı aklıma geldi de. Kısa bir süre için bizimle olacakmış. Ama adamda hava bir milyon. Bende burnumun ucuyla bakıyorum suratına " ne iğrenç yaratıksın" der gibi. Adam nereden bilsin az sonra kucağına bayılmış numarası yapacağımı. Yapmadım tabi içeriden benimle konuşan o yellozu dinlemedim bu defa.
Birlikte çalışmaya başladık tabi biz bu Çiyanla. Bir ilgi bir alaka bana karşı ben bile şaşırıyorum kızlarda çatlıyor tabi kıskançlıktan. Arada bana laf sokmalar filan yani laf soksunlar tabi ama adamın yanında yapışacağım saçlarına gerçek yüzüm ortaya çıkacak diye ödüm kopuyor. Resmen oynuyorum adama. Yanlış meslek seçmişim amma rol kesermişim. Bu ağırdan alan kızlar haklıymış işe yarıyormuş. Beni akşam yemeğine davet ediyor çiyan ben de trip şu " bu akşam aileme sözüm var akşam yemeğini birlikte yemek için sözleştik". Külliyen yalan çünkü ben ailemle yaşamıyorum ki. Onlar memleketteler. Bu gülümsedi sağlık olsun başka akşam ayaklarında. O mu oynuyor ben mi anlamadım. Hiç ısrar da etmiyor. Kanatsız melek mübarek.
Akşam evde oturuyorum tek başıma elimde telefon bundan bir mesaj filan bekliyorum. Telefonun ekranını defalarca açıyorum sonra kilit konumuna geçiyorum. Ailemle olduğum için yazmıyor sanırım keşke başka bir yalan sallasaydım diye düşünürken pat bir mesaj. " Nasılsın ,her şey yolunda mı?". Sen nasıl bir insansın ya ben bu adamı pamuklara sararım. Mesaja cevap yazmadım hemen ama duramıyorum ki ya geç kalırsam o uyuya kalırsa gibi paranoyak düşüncelere teslim oldum hemen. Cevap verdikten sonra bir süre mesajlaştık sonra uyuyakalmışız. Tabi her zaman ki gibi ayrı mekanlarda.
Bizim böyle kaçak göçek bir ilişkimiz dünyaya geldi. Ağzı yüzü aynı ben de huyu ben değil. Davet üstüne davet alıyorum bu çiyandan, her reddedişim de nasıl mutluyum görmeniz lazım ben kaçtıkça adam beni kovalıyor." İşi çözdüm ben artık bundan sonra yeni yaşam felsefem bu" diye kararlar alıyorum kendimi nasıl gaza getiriyorum. Kapıma kadar gelip dayanmadan gevşemeyeceğim. İstiyorum ki penceremin altına gelsin elinde bir çiçek yerde böyle kocaman bir " seni seviyorum" yazısı filan. Hiç böyle bir şey yaşamadım ama yaşarsam fena olmaz. Çiyan benim için çok romantik bir adam neden yapması dimi ama. Benim neyim eksik o dudak büzen ergenlerden. İçimde ki o geri zekalı benim böyle düşünmeme sebep aslında. Bugüne kadar hep yanıldı ama ona da bir şans vermek lazım dedim bütün planları birlikte yaptık. En sonunda "bu adam bir akşam yemeğini hak etti" dedi bana bende davetini kabul ettim. Çocuk gibi sevindi garibim.
BENCE DE S*KTİR GİT
Çok şık bir mekana getirdi beni. Görseniz öyle özenle hazırlanmışım ki saçlarım bile parfüm kokuyor. Amacım kokum aklında kalsın. Bir yerlerden böyle bir duyum almıştım uygulamakta fayda var. "Burunları beyinlerinden daha iyi çalışıyor" demişti bir arkadaşım.
Masa inanılmaz güzel hazırlanmış kendimi çok özel hissediyorum o anlarda. Her an atlarım ben bu adamın boynuna atlamasına da bütün plan yatar. Buraya kadar getirmişim mevzuyu yazık olur. "Tatlı dilini yerim senin" diyorum içimden dışarıdan " sohbetin çok hoş". Patlamak üzereyim çünkü ben içi dışı bir samimi bir insanım. yüz kaslarım ağrıyor şekilden şekle girmekten. Kahkaha atmak istiyorum ama sadece gülümsemek zorunda kalıyorum. ne zor ya başkasını oynamak. Sohbet çok koyu tabi ama sadece o konuşuyor yani aslında sohbet etmiyoruz o konuşuyor bende yanında ki beleş şakşakçı. Konu sonunda bana geldi eğer buraya geldiyse birazdan "biz" diye başlayan cümleler kuracak. Beni yakından tanımak istiyormuş çiyan. Sordukça soruyor ben tam cevap vereceğim benim yerime de konuşuyor. Aynen şöyle gelişiyor;
_____En son ne zaman aşık oldun Marje?
_____Şey ben kem küm...pat cevap gelir
_____Gerçi sorum biraz yanlış oldu galiba en son ne zaman sana aşık oldular?
_____Hmmm peki cevap vereyim o zaman ( burada bir yalan düşünüyorum)
_____Aman neyse canım boş verelim şimdi o mevzuları yanında ben varım değil mi ama
_____Cevap veririm istersen bu sorulardan kaçacak değilim. Saklayacak bir şey yok
_____Ben kapattım o konuyu
Ulan o kadar hazırladım kafamda ne halt yemeye benim yerime konuşursun. İyice basmaya başladı beni ortam. Adam gittikçe küçülüyor karşımda." Seninle konuşmamız gereken daha önemli mevzular var "dedi "eyvah" dedim " bu gece bana bitmeyecek". Konuşmasını aynen aktarıyorum;
_____ Seni çok beğeniyorum Marje. Sen dergide ki diğer kızlara pek benzemiyorsun. Halin tavrın beni çok etkiliyor. Bu yaşa gelip ailesinin yanında oturan biri çok zor bulunuyor. Giyimin kuşamın çok yerinde. Mesela ben seni hiç mini etekli görmedim. İkimizi çok düşündüm benimle yemeğe çıkmadığın her gün bu benim aradığım kadın dedim. Aile bağlarına hayran kaldım. Benim de çok geniş bir ailem var annem hep senin gibi bir gelini olsun ister. BENİMLE EVLENİR MİSİN MARJE?
Resmen beynime kan sıçradı. Ben artık konuşa bilir miyim? dedim ve beni tutabilene aşk olsun;
_____Bana bak Çiyan efendi senin o dergide ki kızlar dediklerin benim çalışma arkadaşlarım ve tahmin edebileceğinden daha mükemmeller. Bana gelince senin burada ağzını burnunu dağıtırım. On gün mini etek giymedim diye namuslu mu oldum? Ayrıca ailemle yaşamıyorum,akşam yemeklerimi de hep dışarıda yiyorum. En yakın arkadaşlarımın hepsi de erkek. Bu kadar oyun yeter yaa kendimi kaybettim ben de sana papuç bırakacak göz var mı? Annesi istermiş de bilmem ne de ulan ben zaten evlenmeden kaynana derdi çekmiş biriyim sen "anne" dedin ben orada masanın altına girmek istedim. Fikirsiz mahluk. Daha eğlenceli bol kahkahalı lafı ağzında arada bir küfür eden hatta arkadaşlarıyla bira içerken yarışan bir kız olsaydım beni sever miydin? Yada benimle evlenmek ister miydin?
_____Hayır tabi ki de.Senin niye yalnız kaldığın belli...
_____Eee s*ktir git o zaman.
Kendimi nasıl aşağılanmış hissettim anlatamam. Yavşak herif biraz eğlenelim desen kapında yatar evlenelim deyince kötü olursun. İç sesimin de Allah belasını versin emi. Yine yanıldım ben onun yüzünden. Kanatsız melekmiş ne meleği şeytan suratlı adam. Ben buna boşuna çiyan demiyorum. Dili zehirli herifin. Annesine uşak arıyor sessiz sakin. İlk defa kalbim de mantığımda aynı sesi çıkarıyor. Çok nadir olur bu bana ama oldu sonunda. Bu yüzden yalnız mışım lafa bak sen ulan ben seni yalnızlığımla bırak dövmeyi bağlayıp kırbaçlarım.