23 Haziran 2015 Salı

PLAJDA SÜMÜKLÜ BÖCEK VAR! ADININ BAŞ HARFİ MARJE.

      Havalar çok sıcak gitmese de biz  ruhen tatile çıktık çoktan. Tatil anılarından bahsetmeye başlamışken onlarla devam edelim istedim. Çünkü benim mala bağlama olayım tatiller de gün yüzüne çıkıyor.  Afişe oluyorum resmen. Bazıları güzelliğime fazla güvendiğim için saçmaladığımı söylüyor ama bence bu durum karşısında Tıp bile çaresiz. O derece ilerlemiş bir "mal" hastalığına yakalandım...

SENİNLE TATİL Mİ? ASLA BEBEĞİM!

     Herkes yılın belli bir dönemini,dönem dediysem maaş durumlarına göre konuşuyorum. Bu ülke de tatil yüzü görmemiş insanlarda var elbet. Ben sahil kentinde yaşadığım için plajın olduğu her yer benim için tatil. Her yaz başımıza gelmeyen yok zaten. Çok enteresan bir şekilde benim etrafımda çok aklı başında insan yok. Hadi ailenizi seçemiyorsunuz arkadaşını da mı seçemez bir  insan. Bizim ailenin kızları genel olarak çılgın tipler arkadaşlarım da çılgınlığın kitabını yazmış. Ben çılgın diyorum ama halk arasında ki tabiri " süzme salak".  Durum bu olunca plaj denilen yerde Afrodit olmaya çalışırken nasıl rezil olunur ben size anlatayım. Bundan yıllar önce yani biz  daha çıtırken sizlerin de birçoğu katarakt olmadan önce sevgili kuzenimle bizim memlekette ki tatil kasabasına gittik.  Kendisi şehir dışından gelmişti,buralarda adettendir zaten her geleni önce denize sokarız sonra eve.Bu bizde gelenek olmuş. Neyse gittik plajda yerlerimizi hazırladık şimdi tabi  ben başımıza geleceklerden habersiz öyle salınıyorum. Kuzenim üzerini değiştirip geldi ama ne geliş ben gördüklerime inanamadım.  Öyle bir bikini giymiş ki bizim buralara gelen yabancı turistler bile  oha demiştir. Üst taraf ta bir şeyler var  ama sanırım memeleri için yeterli olmamış. İkisi de  fora durumda yani. Neyse dedim sesimi çıkarmadım bu çantasını karıştırırken ben resmen gözlerimi kapattım. " Eyvah bu plajdan sağ çıkmayız" dedim. Alt tarafın arkası hiç  yok. Totişler ortada öyle  salınıyor. Ben buraları iyi bildiğimden çavuş gibi giyinmişim. Bu kendini çıplaklar kampında filan sandı galiba. Ne yalan söyleyeyim o kadar panik oldum ki kız tuvalete gidecek ben arkasında yürüyorum,güneşlenmek istiyor ben itiraz ediyorum. Ben bunun götü kollamaktan bıktım elbette son çare olarak onu suya soktum suyun içinde daha zararsız görünüyor. Arada diyor ki" ben birkaç bikini getirdim az sonra onlardan birini giyeceğim". Benim bu arada kalbim sıkışıyor. Onu sürekli suyun içinde oyalıyorum üstüne birde yüzme bilmiyor eline almış bir tane makarna onunla idare ediyor. Kendimi çocuk bakıcısı gibi hissetmeye başladım. Suya batıp çıktıkça bikinisi düşüyor toparlayamıyor. Memenin birini kapatıyorsa diğeri açık kalıyor. Etrafımızı da abaza sarmaya başladı tabi. Maşallah radar gibiler. Koca plajda o kalabalıkta bizi mi buldunuz ulan. Ben artık sudan çıkaracağım bunu koştur koştur havlu getiriyorum. Kalbini de kırmak istemiyorum sonuçta ben ev sahibiyim ama bin bir plaj hikayesi anlatıyorum. Hepsi de yalan tabi ki gözü korksun azıcık dedim de bizim  ki çok yaman çıktı ne yaptıysam yemedi. Ben o yalanları başkasına anlatsam gece korkusundan uyuyamaz. "Tecavüz kaçınılmazsa  zevk alacaksın" diyenlerden çıktı. Ben de zaten pes ettim artık saldım keçeyi hiç umursamıyorum. Bu  güneşlenmek için yattı tabi biraz o sırada dövmeci geldi. Geçici dövme yapıyorlarmış tutturdu biz de yaptıralım. Şimdi ben o plajda adamın birine bunu yaptırsam babam beni eve almaz kesin yani. Bunlar aralarında anlaştılar fiyatı filan adam sordu nereye yapalım diye bizim çatlak direk popoyu döndü. Buraya yapalım dedi. Adamda önce bir şaşırdı o kadar milletin içinde nasıl yapacak. İkna  etmeye çalıştı "omzunuza yapalım,göğüs üstü de hoş olur,bakın bu resim bileğiniz de inanılmaz güzel görünür" filan diye adam tüm çıkışlara koşuyor. En son dayanamadı bir kartını bıraktı " bizim merkezde yerimiz var nereye yaptırmak isterseniz arkadaşlar size yardımcı olur" dedi. Bu ikili arasında ki diyaloğu duyan başımıza toplanmış gitmiyorlar. Ulan ne meraklılarmış toto muhabbetine. Orada asgari ücreti konuşsak kimse kıçına takmaz. Bugün bana hiç bitmeyecek gibi gibi geliyor. Üzerimde bir  ağırlık bir yorgunluk bütün gün taş taşımış gibiyim. Kulağım,gözüm,kaşım,beynim hepsi aynı anda oynuyor benim. İşin açıkçası başka bir şehirde olsak ben hiçbir yerime takmam bu durumu. Şimdi rahibe ayaklarına gerek yok. Şimdi sadece bikini değil ki sorunumuz içmiş gibi öğlen saatinde bağırarak şarkılar söylüyor,denize girmek yerine kumdan kaleler yapmaya çalışıyor,orada oynayan çocukların kovalarını istiyor vermezlerse zorla alıp ağlatıyor. Sonra diyor ki "ben niye evlenemiyorum". Sen önce gelişim evrimini tamamla sonra bulursun bir tane dimi ama.  

BİR HAMLEDE NASIL REZİL OLUNUR?

       Hava çok sıcak olduğundan belli bir saatte plajda kimsecikler kalmıyor. Akşama doğru tekrar gelmek üzere herkes dağılıyor. Tabi biz iki şebelek hariç. Kimse yok madem bizde rahat rahat güneşlenelim dedim.  Bu yine tutturdu "benim yüzüme kumlar uçuyor başka bir yerde yatalım". Neyse bir yer bulduk yerden baya yüksek duvar gibi ama daha geniş rahatça yatılabilir. Oraya bir  serildik başladık sohbet etmeye. Ama nasıl gülüyoruz benimde keyfim baya yerine geldi. Etraftaki insanları umursamamaya başlayınca anın tadı da çıkmaya başladı. Galiba ruhunu özgür bırakmak istiyorsan önce el alem denilen öcüleri yok sayacakmış sın. Valla bak def edin gitsinler. Sohbet muhabbet derken bir ses duydum biran " bayan,bayan iyi  misiniz?". Neye uğradığımı şaşırdım gözümü de açamıyorum kendime gelmem zaman aldı. yattığım yerden kalmak istiyorum  vücudumda inanılmaz bir ağrı var. kemiklerim derime yapışmış gibi. Kafamı bir kaldırdım ki ne  göreyim etraf insan yumağı. Meğerse biz çay bahçesinin duvarına yatmışız. Akşama doğru masaları çıkarmışlar millet orada oturmuş birasını içiyor. Bizde resmen tüm vücudumuzla eşlik etmişiz. Kuzenimi  zorla kaldırdım oradan. Kimsenin yüzüne bakamıyorum arkamı dönmek istiyorum dönemiyorum çünkü biz  orada saatlerce uyumuşuz. Sırtımızdan bacaklarımıza kadar yanmışız. Domates gibi olmayı geçtim biz baya kaynamış salça olmuşuz. O telaşla plaja koşarak gittik. Koşuyoruz ama bu bikinisine sahip olamıyor ki. Güler misin ağlar mısın durumundayız. Sonra birbirimize döndük dedik ki " niye kaçıyoruz ya, bu plajda ki tek salak biz miyiz". Aslında tek salak bizdik ama salaklığın bize çok yakıştığını düşünüp kendimizi teselli ettik. Bütün yakışıklılar da o saatte dökülmüş plaja. ortalık cillop kaynıyor. Biz de ön taraftan bakınca kuzeyliye arkadan ise tanınmayacak haldeyiz. İki renkli bir ırk yok zaten.  Denize girelim de daha fazla çift yönlü gezmeyelim dedik. Deniz de sohbet ediyoruz benim çatlak kuzenle bu yine başladı bana sallamaya " kızım biraz dişi ol,asker gibisin,güzelliğine yazık,şu hayatına renk kat biraz" filan diye saldırıyor bana. Aramızda da yaş farkı var kendisi benden yaşlı tabi üç yaş kadar. Abla sözü  dinlemeye karar verdim. Kıyı da güneşlenen bir erkek topluluğu var dedim ki  " tamam şimdi sudan çıkıyorum saçlarımı savuruyorum hangisi ıslanırsa saçlarımdan ondan özür dileyip başlayacağım muhabbete".  Sudan öyle bir çıkıyorum ki katalog çekiminde ki mankenler gibiyim. Uzaktan beni gören adamın dibi düşer. Düştü de tabi ama güzelliğimden değil iğrençliğimden. Ben geçtim bu cillopların karşısına saçlarımı öyle bir savurdum ki başımı öne eğdim ha bire sallıyorum kafamı.  Saçlarımdan sular akıyor ben kendimi çok seksi zannediyorum  meğerse suyla beraber akan başka şeyler de varmış. Burnumda ki sümükler. Saçımdan daha uzun bir şekilde suratımın ortasında sallanıyor. Utancımdan başımı da kaldıramıyorum. Abla deyip bağrıma bastığım o yelloz kuzenim gülmekten benimle  ilgilenmiyor bile. Hemen denize koştum.  Yüzümü gözümü temizledim. Uzun süre de suda kaldım çocuklar plajı terk edene kadar. Vücudumun artık 4/4 ü su. Normal insanları tek geçerim yani. O günden sonra kimsenin lafıyla hareket etmemeyi,sudan çıkmadan önce burnumu temizlemeyi öğrendim. Bu bana ders oldu mu olmadı elbet mala bağlamış dört nala koşuyorum.  Bu nedenle başkalarını yazmaya vaktim olmuyor. Ben zaten kendim için bulunmaz bir malzemeyim. Mallar Kraliçesi Marje...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder