VE KADIN SAVAŞ BOYALARINI SÜRER
Hayat bizim için bitip tükenmeyen bir maraton gibi. Sürekli koşmamız gerekiyor. Çok yoğun bir tempomuz var. Şimdi sabah erkenden kalkacaksın. Gözünün altında ki morlukları kapatmak için ciddi bir çaba harcayacaksın. Sonra elbise dolabının önünde bir saate yakın nöbetin var. Onu mu giysem bunu mu giysem diyerek en yakışanı ararken üzerimizde üniformaya dönüşen cicilerimizi tercih ederiz. Tabi cici lafın gelişi sempatik göstermek için oysa onlar tam bir paçavra. Giyinme işi biter arkasından en zor bölüm gelir. Makyaj. Şimdi işin en zor kısmı da bu noktada bizim için başlamış olur. Son makyaj trendlerini bilmiyorsan yandın. Bunun için dergi karıştırmaya hiç gerek yok. Sabah işine giden yeni yetmeleri toplu taşıma araçlarında göz hapsine almak yeterli. En çok satılan dergilere dünyanın parasını ödeseniz bu kadar hızlı takip edemezsiniz. Hem bu yöntem bedava. Takibin ardından bunun kendi yüzünüzde uygulaması var. Evirir çevirir, oradan biraz buradan biraz benzetmeye çalışırken bir bakarsınız ki moda dergisinden fırlamış gibi değilde şehirde ki hayvanat bahçesinden kaçmış trafiği alt üst etmiş maymun gibiyiz. Bu umurumuzda mı? Tabi ki değil. Çünkü dünyayı biz yaratmışız gibi sokağa fırlıyoruz. Allah'ım o nasıl kasılarak yürümek öyle. Benim çok başıma geldi o yüzden rahatlıkla yazıyorum bunları. Vitrin camlarında kendimi görüp oracıkta asın beni yaşamak istemiyorum diye böğüre böğüre bağırmak istedim. Oysa evden çıkarken ne hayallerimiz vardı. Muhteşem bir gündü her şeyden önce çok güzeldik ve bugün hayatımızın erkeğiyle tanışmaya bir adım daha yaklaşmıştık. Belki o gün işte tam da bu gündü.
Önce kız arkadaşlarınız vurur sizi sırtınızdan. Yemin ederim göz kaleminizin milimetrik uzunluğunu anında ölçenler var. Eğer bu arkadaşınız sizin karşınızda güneş gözlüğüyle oturuyorsa korkun ondan. Tırnak kenarınızda ki halk dilinde "PİÇ" denilen uzantılarınıza kadar inceleyip az sonra sizi itin götüne sokacak demektir. Bunu fark ettiğimizde karşı atağa geçmek kusur aramaya başlarız. Be mübareğin kızı bu kadar mı kusursuz yaratıldın. Masanızda ne varsa yüzüne atıp oracıkta gebertmek isterseniz. İşin en kötü yanı siz o durumdayken sanki tüm o kara yağız delikanlılar çarşı iznine çıkmış gibi dizilirler karşınıza. Kafanızı nereye soksanız da sizi fark etmeseler. Savaşa gider gibi abuk subuk boyarsan yüzünü saklamak için kıçına soksan ne fayda.
NE UMDUK NE BULDUK
Gün sizin için nasıl biter bilmiyorum ama yüzlerce yaşanmış deneyimlerime dayanarak ben özetleyeyim. Öncelikle o kokoş kızı uzun süre aramama ve hatta karşılaşmama kararı alırsınız. Sonra hemen bir selpak çıkarıp çantanızdan saatlerdir bakıp da dokunamadığınız o yakışıklılar için ağzınızdan akan suyu silersiniz. Yarınların planlarını yapar, hayalinizde dolabınızı yeniler yeni makyaj malzemeleri aldığınızı düşünürsünüz. Yeni bir saç modeli kesersiniz kendinize rengine bile hemen karar verirsiniz. Genel de bu renk sarı olur. Çünkü sarışın kızlar hep popülerdir. Bunu bir sarışın olarak reddediyorum çünkü bizlerde bu durumda hemen koyu renk hayal ediyoruz. O bronz teninize platin saç yapar sonra üstü İngiltere altı Afrika gibi piyasa da çift cinsiyetten beter kimliksiz gezersiniz. Şimdi bunlar yıkıntınızın ardından aldığınız hızlı kararlar ve hayallerden ibaret. Bir süre için tabi. Gerçeklerle yüzleşmek uzun sürmeyecek elbet. Evinize dönmek için birçoğumuz toplu taşıma araçlarını tercih ediyoruz. İşte gerçek orada kollarını açmış dürtmek için sizi bekliyor. Herhangi bir otobüs durağına gelirsiniz bir süre mutlaka beklersiniz. Sonra hiç tanımadığınız biri gelir sap gibi durur yanınızda. Dikkat edin az sonra ellerini cebine sokup hafif bir ıslık çalacak. Dikkatinizi ölçmek için. Emin olun cebinin biri kesin deliktir. Size bakıp o lanet uzunlarını rahat kavrayabilmek için. Ayak üstü tatmin oluyor ibne. Şimdi sizin o maymuna dönmüş halinizden eser kalmadı. O durakta tek başına iktidarsınız. Böyle durumlarda o otobüs bir türlü gelmez. Alakasız tüm semtler geçer gider. Adam gelir size alakasız sorular sorar sizde soğuk terler akıyordur. Birde başka İl,İlçe,Semt kalmamış gibi aynı otobüste yan yana oturursunuz. Kolunu sürtme işlemine geçecektir az sonra ardından da bacağını. Birde sanki siz ona dokunuyor muşsunuz gibi oflar puflar suratınıza suratınıza. Tam bu sırada o öküzü ruhunuza kadar çekmiş olursunuz. Sabah erken kalkıp saatlerce cebelleşmenin ardından gözünüz aydın nur topu gibi bir öküzünüz oldu. Ya umduğunu bekleyeceksin yada bulduğunu yiyeceksin. Başka şansın yok. Geçmiş olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder