6 Haziran 2015 Cumartesi

ÇAPKINLIĞIN KİTABINI KIZLAR YAZAR...

      Hayat tecrübesi dediğimiz şey bence kendi yaşanmışlığımızla birlikte yakınımızdakilerin çiftleşip çoğalması olayıdır.Bu tecrübeleri ailenizin yanında edinmeniz neredeyse imkansız. Bekar evlerine bir kamera yerleştirin oturun hayatı izleyin. Birçoğumuz sınır dışı ediliriz kesin.

NASIL GERİ ZEKALI OLUNUR?

      Üniversite yada iş hayatımda bir çok kez bekar evi dediğimiz 2+1, ucuz,ev sahibi üst katında oturmayan,hatta pencereleri ve evin giriş kapısını kimsenin göremeyeceği yerlerde oturdum. Evi iki yada üç kişi tutardık ama biz nedense baya geniş aile modunda yaşıyorduk. Ev arkadaşlarım ve müstakbel eniştecikler. Şimdi bir ev arkadaşım var adı "zıkkımın kökü". Tamam ufak tefek çılgınlıkları var ama aslında iyi aile kızı. Yani herkes ona öyle diyor. Acayip rol kesiyor anlayacağınız. Anam buna bir talip var inanamazsınız. Ben ve diğer ev arkadaşım buna kapıda bilet kesenlere döndük resmen. Ben bu kızla aynı evi paylaşana kadar bütün erkekler sabıkalıydı benim gözümde. Meğerse ne melek adamlar varmış hayret. Sekiz ay birlikte oturduk sekiz eniştem oldu. İçlerinden bir tanesi vardı ki Allah'ım bu ne kibarlık bu ne asalet bu ne yakışıklılık. Bizim kıza göre değerlendiriyorum. Bir akşam misafirimiz oldu bu küçük bey. Hatta geceyi bizde geçirdi. İnsan kapının önüne koymaya kıyamaz o derece sahiplendik. Bize ne oluyorsa koy kapının önüne bir kap yemek koy oradan beslensin dimi. Neyse sabah oldu hayatımızın şokunu yaşadık. Bizim bu zıkkımın kökünün odasından mutfağa kadar gül yaprakları döşenmiş. Kafamı bir uzattım odasına doğru yatağının üstü görünmüyor. Mutfak aynı şekilde. Birde güzel bir kahvaltı hazırlanmış ki görmeniz lazım. Üzeri güllerden görünmüyor. Sanırım bizim enişte ot ile besleniyor. Öküz familyasından. Bizim kız uyandı tabi şimdi bekliyoruz çığlık filan atacak mutluluktan. Bu bir bağırdı çocuğa " evi ne hale getirmişsin,temizlik sırası benim bugün" diye. hayatımın şokunu yaşadım resmen. Çocukcağız evi terk ederken " götür beni gittiğin yere" diyesim geldi. Bu cinsleri koruma altına almak lazım aslında. Soyu tükeniyor garibimin. O çocuğu nasıl harcadın be geri zekalı? Biz olanların şokundayız film izler gibi izliyoruz bu arada bizim kız gülleri topluyor ama hiç sinirli değil. Büyük bir itina gösteriyor. Değişik bir sabaha uyandık zannederken meğer değişik olan geçireceğimiz bütün bir günmüş. 
 

GEL ABİCİM GEL SEÇMECE BUNLAR.

                   Biz her günün sonunda mutlaka kızlarla oturur birer kahve içer ve dibine kadar dedikodu yaparız. Korkusundan kaçan enişteyi konuşuyorduk ki eve bizim kız geldi. O nasıl bir telaş öyle o kadar hızlı davranıyor ki. Hemen bir duş aldı saç,makyaj derken iki dirhem bir çekirdek oluverdi. Barış yemeği var bugün kesin diyoruz kendi kendimize. Kapı çaldı ben hemen kapıya koştum bir baktım ki böyle orta boylarda çirkinlik abidesi bir adam. "Zıkkımın Kökü evde mi" dedi. Dilim tutulsaydı da "evde" demeseydim. Dedim bir kere tabi bu adam sorgusuz sualsiz direk salona girdi oturdu. Bende bizim kızı çağırmak için odasına gittim bir de ne göreyim sabah ki gül yapraklarıyla yatağının üstünü süslüyor. Kızda ki fanteziye bak kesin yatağa atacak bu adamı filan diye düşünüyorum. Bize yol göründü geceyi bir arkadaşta geçirmek zorunda kalacağız diye söyleniyordum  ki bunlar dışarı çıktı. Bu kızda bize bir şey demedi o zaman o yatak niye hazırlandı anlamadık. Bu çirkin adamla nasıl bir gece geçirecek çok merak ediyorum aslında. Şeytan diyor ki "işin gücün yok bütün gece bunları izle". Of Allah'ım bize de azıcık çirkin şansı versen ne olur du? Kara borsa gibi bir hayat yaşıyoruz. Sonra milletin fantezilerinin peşine düşeriz böyle işte. Neyse gece oldu yine bizim kerhaneye dönen evin kapısı çaldı. Zıkkımın Kökü gelmiş dayanmış kapıya zil zurna sarhoş. Ayakkabılarını bile çıkaramıyor. Tam eğildim yardımcı olacağım merdivenin başında biri belirdi. Bizim kızın yeni müşterisi galiba. " Lütfen bırakın ben hallederim" dedi. Benim ağzım öyle bir açık kalmış ki ev arkadaşım gelip ağzımı kontrol altına almaya çalışıyor. Bu ikisi odanın yolunu tutmuş gidiyorlar. Bana bir sinir harbi geldi " hop birader sen nereye " diye seslendim kimse beni tınlamıyor.  Odanın kapısına dayandım bir yandan tekmeliyorum bir yandan yumrukluyorum " açın kapıyı" diye bağırıyorum. Bizim kız çıktı içeriden kulağıma eğildi " evde çerez kalmamıştı,bende aldım" dedi. Pes yani gerçekten hayatımın nadir şoklarından biriydi. Ev arkadaşım karpuz tezgahı bulmuş kendine seçip seçip getiriyor. O günden sonra çapkınlığı bize öğreten tüm erkeklerden nefret ettim. Aslında size müstehak. O zamanlar kızıyordum ev arkadaşıma ama şimdi düşünüyorum da " iyi yapmışsın kız, bu hayvanlara az bile" diyesim geliyor. 
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder