20 Haziran 2015 Cumartesi

YAZ AŞKI KAZIĞINA HAZIR MIYIZ?

         Biz kadınların en belirgin özelliklerinden biri yaza olan aşırı düşkünlüğümüzdür. Güneşi görünce bize bir haller oluyor. Kar yağdığın da dinginleşen ruhumuz güneşi görünce azıyor. Buna deniz ve kum da eklenince katmerli bir salaklık çöküyor  üzerimize. Sırf bu konu üzerinden yazılarıma devam etsem size  inanılmaz salaklık hikayelerini afişe ederim. Bazı arkadaşlarımın hikayeleri birazcık beklesin çünkü bu baş salağın yani Marje'nin hikayesi.

YAZ YAZ YAZ SENDE BİR TARAFINA 

        Mevsimine göre karakter değiştiren bir yapımız var bizim. Kış mevsimine hayran olan kadınlar aşkı çoktan yakalamış ,artık yalnız uyumayan ve soğuk havalarda romantizmin dibine vurmuş olanlardır. Gel bunu bir de yalnız kadınlara sor. Sezen abla diyor ya hani bir şarkısında " ben her bahar aşık olurum". Sezen abla kusura bakma ama biz her bahar diyetisyenimiz le aşk yaşıyoruz. Gece gündüz beraberiz. Neymiş efendim yaz mevsimi geliyor "yaz aşkı"  denilen o doğa olayı bizim de başımıza gelebilir. Mantık bu olunca tabi  geçen yazlar  unutuluyor. Sanırım bedenimiz değil  de  beynimiz zayıflama sürecine giriyor. Bahar bitene kadar baya eriyor. Yaz geliyor ne akıl kalmış  ne de  başka  bir şey. Burada tek suçlu biz miyiz? Evde oturuyoruz televizyon izlemek istedik mesela herhangi  bir kanal açın hemen karşınıza yeni sezon aşk dizisinin fragmanı çıkacak. Diğer kanalları gezmenize gerek yok hepsinde muhteşem aşklar var.  Şimdi ister istemez insanın canı aşk çekiyor. Müzik dinlemek istiyorsunuz bir radyo frekansını açtınız o da ne  müthiş yaz şarkıları çıkmış fırından daha taze dumanı tütüyor. Artık sanatçılar da biliyor ki  yaz mevsiminde sıradan bir şarkıyı satamazlar. Kış mevsimine dikkat edin neredeyse şarkıların tamam mı ayrılık üzerine. Bütün bir kışı ağlayarak geçirdik. Sıkıyorsa bu yaz şarkılarını sonbaharda filan piyasaya sürsenize bakalım ne kadar tıklanacak sınız? Onların para kazanma hırsı bize nelere  mal oluyor  bir bilseler. Resmen gaza geliyoruz sonra  sırf yaz aşkım yok dememek için gidiyoruz hiç olmayacak heriflere yüz veriyoruz. Adamı kışın gocukla görsen yüzüne bakmazsın o derece yani. Adamlarda sanıyorlar ki " ulan ne poz verdim havuz başında kız vücuduma tav oldu". Bir bilse içimizden " ah o  şarkıların gözü kör olsun" diye mırıldandığımızı. Zaten benim ruhum direk göbek atmaya başlıyor kalbimi nasıl durdurayım. Ben de herkes gibi Kiraz mevsimi dizisinin çirkin ördek yavrusu Öykü'nün sahip olduğu o adamdan istiyorum yani. Ona bakınca evrenin bana haksızlık ettiğini düşünüyorum. "Şu güzelim kıza nasıl kıydın da bir öküz uğruna harcadın" diye evrenle kavga etmek istiyorum resmen. Bu evren tüm çirkin kızları duyuyor da beni niye  duymuyor  acaba.
                     Neyse yaz mevsimindeyiz çok şükür.  Bu yılda bu mevsime kavuştuğumuz için bol bol dua  edelim.  Kazık yemeye en müsait olduğumuz başımızın tacı hoş geldin. Gerçi başımızın belası desek daha doğru olur. bu mevsim iyice raydan çıkıyoruz. hiç olmayacak dertlerimiz bir anda çoğalıyor. Hepimizin mutlaka 36 beden bir bikinisi vardır. Mesela ben 38 bedenim ama "umut fakirin ekmeğidir" dedim aldım küçük beden bir bikini şimdi o dört gözle beni bekliyor. " bu yıl giyer mi acaba" diye. Sanırım daha çok bekleyecek. Biz zaten geçen sonbahardan Epilasyona başlamıştık seans anlaşmalarımızı tatile göre yaptık. Her ay tek o tüycüklerimizi saydık " bu ay iki  eksiğim var" filan deyip mutlu olduk. Bütün bu aptal çabamız yaz aşkına  olan inancımız.Kaç ay maaşı biz bu saçma hazırlıklara yatırdık.Şimdi biz tabi ki Kışında kendimize bakıyoruz ama burada değinmek istediğim yangından mal kaçırır gibi olan tavırlarımız. Ne uğruna peki yazın kış uykusundan uyanmış ayılar için. 

MARJE  TATİLDE 

           Alış veriş çılgınlığımız bittikten sonra tatile hazırız elbette. Şu meşhur soru var ya " ıssız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey" diye. Bana bugüne kadar  hiç sorulmadı iyi ki  de sormamışlar çünkü ben ne alacağımı değil ne almayacağımı biliyorum.Adaya düşmeyeceğime göre bunu tatile göre  cevaplayacağım. Birincisi şezlongda kitap okuyan kız arkadaşımı,ikincisi akşam erken uyuyan kız arkadaşımı,üçüncüsü de fiziği benden güzel olan kız arkadaşımı. Şimdi bunları yanıma almadığım bir tatil düşünün geriye fırlama tayfası ve ben kaptanları kaldık. Çıktık tatile. Cennete sonradan düşmüş günahkarlar gibiyiz. Öyle kızlar gelmiş ki keşke biz sonbahar indiriminden faydalansaydık dedik ama geldik artık. İlk  günden kesişmeler filan başlıyor herkes avının peşinde. Elini çabuk tutması lazım tabi orada yıllanmayacağız herkes en fazla 15 gün sonra gidecek. Gerçi bizim paramız bir haftalık tatile yetti ama alnımızda yazmıyor ya. Yanımda ki arkadaşım hemen muhabbeti kurmuş adamın annesine anne diyecek neredeyse. Bende önemsemedim tatildeyiz tadını çıkarsın diye. Havuz deniz filan derken gün bitecek tabi bu arada. Muhabbetler iyice koyulaşmış akşam birlikte yemek yemeye karar verdik. Kanka  ayağına  davet ediliyoruz tabi ama bu film böyle bitmez. Yemek,müzik,eğlence her şey harika gidiyor inanılmaz eğleniyoruz. Yanımızdakiler de yani öyle benim dediğim gibi ayı filan değil acayip yakışıklılar. Anlayacağınız gizli ayılar.
           Tatil,yaz mevsiminin büyüsü,dinlediğim o salak aşk şarkıları ve herkesin mutlu olduğu diziler yüzünden ben aşık oldum. Ona kısaca  Don  Juan diyebilirsiniz.  Adını bile sormamışım o derece yani. Neyse isim annesi ben oldum ömür  boyu bayram seyran elimi öpecek mecbur. Gece kızlarla odamıza döndük hemen bir dedikodu kazanı koyduk orta yere başladık benim aşık oluşumdan kına geceme kadar kaynatıp durduk. Uyku yok tabi bizde. Bulan benim uyumayan arkadaşlarım. Kollektif Şirket gibiyiz. Bu arada  telefon numaralarımızı verdik birbirimize adını bilmesem de numarası var elbet. Kısa günün karı. Ben tabi bir mesaj filan bekliyorum en  azından "  iyi geceler güzel gözlü" filan yazar diye. İlk mesajda evlenme teklifi beklemiyorum tabi. Ama niye olmasın diye de içimden geçiyor. Beklediğim mesaj geldi aynen yazıyorum " Ya kusura  bakmayın bu numaradan bana çağrı gelmiş saatte çok geç ama merak ettim. Kimsiniz?" Marje şokta tabi şimdi bu lavuğa ne yazılır ki diye düşünürken mesaj yazmak yerine fotoğrafımı çekip yolladım. Cevap geldi hemen " sen miydin pardon tatlım iyi geceler". Ben tabi sinir küpü olmuş bir  halde  yattım uyudum. Sabah kahvaltıya indik bizim  fırlama  saz  ekibiyle ama benim yüz göz kaymış resmen. Az sonra benim yakışıklı Don Juan'ım da geldi tabi. Ama ne geliş bir  selam  bile vermedi. Kalbim bu kadar şoka dayanmıyor şeytan diyor ki " git  onun şortunu çıkar kafasına geçir böylece herkes anlasın beyninin nerede olduğunu". Bu şeytanında Allah belasını versin ya bir günde iyi bir fikrin olsun be kardeşim. Akşam öküz gibi bağıra bağıra bana aşk şarkıları söyleyen bu adam değil miydi? Ulan ben dün gece kına gecemizi bile yaptım.  Haram zıkkım olsun sana senin için kurduğum hayaller, evde kalasın kalmayacaksan da kurbağa gözlü bir kızla evlenesin,kaynanan evinizden çıkmasın inşallah,oğluna senin değil kayın babanın  adını koysunlar, arada sana da k*ysunlar emi. Marje Marje diye bögüre böğüre sokaklara düşesin. Yani bunu da nasıl yapacak ki daha adımı söylemedim ki ben ona. Bütün sene bunun için mi para harcadık biz. Bu muydu yaz  aşkı dedikleri ya. Hiçbir şeye acımıyorum da şu tatil de yiyeceğim kazık için bütün kış yaktırdığım kıllara acıyorum. En azından soğuktan koruyordu. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder